Bir kaç ay Amerika'da geçirdiğim müthiş zamanları özleyerek hep tekrar ve bu kez uzun soluklu gitmeyi istiyordum, hala da istiyorum. Lakin kabullenemediğim bazı Amerikan gerçekleri var.
Amerika'ya ait olan herşeyin altından bir komplo aramak ve yahut her komplonun ardında Amerika'yı arama arzumuz aşikar. Çoğu fark edemediğimiz veyahut her şeyden şüphe duyduğumuz bu komplo teorileri içerisinde bazıları var ki mide bulandırıyor. Öncelikle dizideki birazdan vereceğim rahatsız edici detayı fark etmemi sağlayan Sherlock dizisine, zekamı teşvik ettiği için minnettarım.
Amerika'da endüstri giderek daha soyut hale geliyor. Endüstri, mekanik bir olayın tanımı olmaktan çıkmak üzere. Bu endüstriyel değişim elbette sanat kavramını da eskiden hiç olmadığı kadar farklı bir olay haline getirdi. -Bu aradaki uzun ve entellektüel yazıyı yazmak istediğimden pek emin değilim, en iyisi direkt diziye geçelim, uygulamalı anlatalım. -
Dizi aslında güzel, bir kaç günde ilk sezonunu bitirdiğim bir dizinin kötü olmasını beklemeyin zaten. Lakin en son dayanamayıp bu yazıyı yazıyorum. Yapımcıların idealist olmasını beklemezdim, ancak bu lanet kapitalistlerin artık senaryoyu direkt kendilerinin yazdığını düşünmekteyim. Amerikan televizyon dizileri içerisinde ortalamanın üstünde bir kaliteye sahip olan Suits, her bölümünde her dakikasında bize şunu vurguluyor. Siz özel şirketlerin kölesisiniz. Amerika'da vatanseverlik duygusunun Hollywood aracılığıyla uyandırılmaya çalışıldığını hepimiz biliyoruz, şimdi roller değişti. Dünyanın acımasızlığı sanata da yansıyor, Güçlü devletlerin yerini güçlü şirketler alıyor ve Suits gibi diziler bizi birer "firmasever" olarak dönüştürmek istiyor. Amerika'nın en iyi hukuk okulunu en iyi derecelerle bitirseniz dahi, bu firmada çalışıyorsanız tüm hayatınızı bu işe adamanızı istiyoruz. Özel hayatlarınız olmayabilir, ailenize yeteri kadar vakit ayıramıyor olabilirsiniz, ama unutmayın bu şirketin çalışanısınız! Yavşak Amerika. Hitler'in izinde gidiyorlar, insanları iç dünyalarından kopartıp çizdikleri kalıplarla yaşamalarını, kendi önceliklerini unutup sahip oldukları tek şeyin kendilerine ait olduğunu ve bununla gurur duymaları gerektiğini sanat yoluyla damarlarımıza enjekte ediyorlar.
İdealleriniz üzerinden kimsenin sizi fethetmesine izin vermemeyin. Özgürlüğünüz hep sizinle kalsın, herşeye sahip olduğumuzu anladığımız o an hiç bir zaman olmayacak, bu yüzden kahrolsun açgözlülük yaşasın Just Mubayka.
İnsan olduğumuzu ve bir gün hayat serüvenini tamamlayacağımızı, geriye bırakacağımız en büyük servetin sevgi olduğunu asla unutmayalım. Ayık olalım.
5 Ekim 2013 Cumartesi
26 Haziran 2013 Çarşamba
The Reasons of "Stop Lying CNN " (English&Türkçe)
(EN)
Preivous day, Melih Gökçek (Mayor of Ankara) called everyone should logged in to Twitter. He said that very important things will happen.
Actually, i expected more serious things from Melih Gökçek, like WikiLeaks. I am just dissapointed now, he just made a hashtag named #stoplyingCNN
All of Ak Party fans are annoyed to international media, especially to CNN. They think Turkey has not have a problem and the protests are not innocent. They dont believe there is violence of police or they believe that the protesters deserved violence. They call the protester are "provocateur" and they are thinking the public only themselves.
They want chance to perspective of the world to Gezi Park protest. They think CNN made wrong news. They are saying " We love the police" Its meaning of the whole world "we love the police; in my opinon" There is something wrong, police are not the protector of the governments, their real business is fighting with crime.
On the other hand; they are saying "stop lying CNN" but videos are not from Iraq, There is not lies, maybe different perspective from non-protesters.
I am not CNN staff and I am not their fan. Actually I never trust them. I am just saying what i am thinking, not following someone's ideas. Please do not follow someone else's ideas and feels, be yourself.
(TR)
Önceki gün, Melih Gökçek herkesin Twitter'da olması çağrısı yaptı. Çok önemli şeylerin olacağını söylemişti.
Aslında daha önemli şeyler bekliyordum kendisinden, WikiLeaks gibi. Hayal kırıklığına uğradım, Sadece "#stoplyingCNN" adlı bir hashtag açtı.
Ak Partililer uluslararası medyaya çok kızgın, özellikle CNN'e. Türkiye'nin bir problemi olmadığını ve göstericilerin masum olmadıklarını düşünüyorlar. Ortada bir polis şiddeti olmadığını söyleyenler de var göstericilerin şiddeti hakettiğini söyleyenlerde. Göstericiler için provakatör tabirini kullanıyorlar zaten. Halkın esasen kendileri olduklarını söylüyorlar.
Dünyanın Gezi Parkı olaylarına bakışını değiştirmek üzere böyle bir olaya giriştiler. CNN'in dünyaya yanlış haber servis ettiğini düşünüyorlar. Diyorlar ki: "Polisi seviyoruz" bunun tüm dünyadaki anlamı şudur: "Polisi seviyoruz, benim görüşümdeyse" Yanlış birşeyler var ortada, polis hükümetin koruyucusu değildir, onların gerçek işi suçla mücadeledir.
Diğer yandan; CNN'in yalanlarını durdurmasını söylüyorlar olaylar hakkında. Ancak videolar Irak'tan servis edilmedi, ortada bir yalan yok, belki gösterici olmayanlardan farklı bir bakış açısı var. Yani taraflı CNN demek daha mantıklı olacaktır. Öyle ki, CNN'in dünyada yaşanan olaylar karşısında taraflı olmadığını kimse iddia edemez.
Ben CNN çalışanı değilim, onlara hayran da değilim. Sadece düşündüğümü söylüyorum. Lütfen başkalarının fikirlerinin peşinden gitmeyin. Rica ediyorum kendi mantığınız ve vicdanınız ile yorum yapın. Aksi takdirde tutarsızlıklar yüzünden rezil oluyorsunuz. Bunu tüm samimiyetimle söylüyorum, hem de sadece Türkçe.
Preivous day, Melih Gökçek (Mayor of Ankara) called everyone should logged in to Twitter. He said that very important things will happen.
Actually, i expected more serious things from Melih Gökçek, like WikiLeaks. I am just dissapointed now, he just made a hashtag named #stoplyingCNN
All of Ak Party fans are annoyed to international media, especially to CNN. They think Turkey has not have a problem and the protests are not innocent. They dont believe there is violence of police or they believe that the protesters deserved violence. They call the protester are "provocateur" and they are thinking the public only themselves.
They want chance to perspective of the world to Gezi Park protest. They think CNN made wrong news. They are saying " We love the police" Its meaning of the whole world "we love the police; in my opinon" There is something wrong, police are not the protector of the governments, their real business is fighting with crime.
On the other hand; they are saying "stop lying CNN" but videos are not from Iraq, There is not lies, maybe different perspective from non-protesters.
I am not CNN staff and I am not their fan. Actually I never trust them. I am just saying what i am thinking, not following someone's ideas. Please do not follow someone else's ideas and feels, be yourself.
(TR)
Önceki gün, Melih Gökçek herkesin Twitter'da olması çağrısı yaptı. Çok önemli şeylerin olacağını söylemişti.
Aslında daha önemli şeyler bekliyordum kendisinden, WikiLeaks gibi. Hayal kırıklığına uğradım, Sadece "#stoplyingCNN" adlı bir hashtag açtı.
Ak Partililer uluslararası medyaya çok kızgın, özellikle CNN'e. Türkiye'nin bir problemi olmadığını ve göstericilerin masum olmadıklarını düşünüyorlar. Ortada bir polis şiddeti olmadığını söyleyenler de var göstericilerin şiddeti hakettiğini söyleyenlerde. Göstericiler için provakatör tabirini kullanıyorlar zaten. Halkın esasen kendileri olduklarını söylüyorlar.
Dünyanın Gezi Parkı olaylarına bakışını değiştirmek üzere böyle bir olaya giriştiler. CNN'in dünyaya yanlış haber servis ettiğini düşünüyorlar. Diyorlar ki: "Polisi seviyoruz" bunun tüm dünyadaki anlamı şudur: "Polisi seviyoruz, benim görüşümdeyse" Yanlış birşeyler var ortada, polis hükümetin koruyucusu değildir, onların gerçek işi suçla mücadeledir.
Diğer yandan; CNN'in yalanlarını durdurmasını söylüyorlar olaylar hakkında. Ancak videolar Irak'tan servis edilmedi, ortada bir yalan yok, belki gösterici olmayanlardan farklı bir bakış açısı var. Yani taraflı CNN demek daha mantıklı olacaktır. Öyle ki, CNN'in dünyada yaşanan olaylar karşısında taraflı olmadığını kimse iddia edemez.
Ben CNN çalışanı değilim, onlara hayran da değilim. Sadece düşündüğümü söylüyorum. Lütfen başkalarının fikirlerinin peşinden gitmeyin. Rica ediyorum kendi mantığınız ve vicdanınız ile yorum yapın. Aksi takdirde tutarsızlıklar yüzünden rezil oluyorsunuz. Bunu tüm samimiyetimle söylüyorum, hem de sadece Türkçe.
10 Haziran 2013 Pazartesi
Türkler Siyaseti Abartıyor
Siyasiler halkın oyuna taliptir, gönüllerine değil. Biz ülkecek hem oy verip hem ücretsiz avukatlık, reklam, halkla ilişkiler hizmeti veriyoruz. Onlara söylenen her kötü söze gövdemizi siper ediyoruz. Sonra şımarıyorlar, halkın hizmetkarı olduklarını unutuyorlar. Herşeyi bizim için ama bize sormayarak yaptıkları yetmiyormuş gibi vicdanlarımızı onların emrine verip, iyi ve kötüyü seçme görevini dahi onlara veriyoruz. Bir insanın siyasi görüşü onun insanlığından önce gelebiliyor. Bir sanatkara duyduğumuz saygı ve sevgi, onun siyasi fikirlerine göre şekillenebiliyor.
Bunlar birden oluşmadı. Bir odacının bile hükmü yürüdü bu ülkede. Siyaset putlaştırıldı. İnsanlar kendi getirdiklerine tapmaya başladılar, belki de sığındılar. Türkiye'nin siyasal geçmişi hakkında fikir sahibi olmanız için en azından Kemal Sunal'ın Düttürü Dünya'sını izlemenizi önereceğim. Türk insanı yoksuldu, kuru ekmeği kendisine bahşedilen bir nimet olarak belledi, oyunu vererek makam sahibi yaptıkları karşısında boynu büküktü. Siyasi erk bunu fırsat bilip insanların sırtına daha fazla binmeye başladı. İktidarı elinde bulunduran bir korku imparatorluğu yaratıyordu, bertaraf olmak istemeyen taraf oldu. Önce sadece menfaatleri için, sonra kanıyla canıyla..
Halk nezlinde, güce karşı bir aidiyet hissi oluştu. Siyaset güce ortak olma vaadiyle insanların vicdanını ele geçirdi. Bireysel düşünce rafa kalktı ve ülkeye tek seslilik hakim oldu. Partiler kendi aralarında da tek sesliliğe yöneldiler. Yapılan gizli oylamalar cep telefonu kameralarıyla takip edildi. Bir olay karşısında parti tutumunun dışında hareket eden vekil istifaya zorlandı. Bir önceki cümlesinde demokrasi savunuculuğu yapanlar bir sonraki cümlede rakip partinin muhalif sesiyle dalga geçti ironi yaparcasına. Ülkede sadece bir kaç ses kaldı, herkes aynı ağızdan konuşmaya başladı. Siyasi partilerin ve hatta iktidarın muhtaç olduğu kudret ise sermayede gizliydi. Bir ülke, sermaye ağzından konuştu; sermaye karşıtlığı yaparken dahi.
Tüm bunlar, Türk siyasetinin son 10 yılına veyahut 10 yıl öncesine ait değildir. Türkiye'nin siyasal hayatı ayıplarla doludur, insanlar belki muhtaç olduklarından belki hırslarından dolayı bu amaca hizmet etmişlerdir. Nacizane tavsiyem ideoloji ile vicdanın -olması gerektiği gibi- yer değiştirmesidir. İşte o zaman birbirimizin yüzüne bakabiliriz. İşte o zaman gücü eline alan rövanşist eğilimlerinden kurtulur. İşte o zaman bugünlerin bir anlamı olur.
Bunlar birden oluşmadı. Bir odacının bile hükmü yürüdü bu ülkede. Siyaset putlaştırıldı. İnsanlar kendi getirdiklerine tapmaya başladılar, belki de sığındılar. Türkiye'nin siyasal geçmişi hakkında fikir sahibi olmanız için en azından Kemal Sunal'ın Düttürü Dünya'sını izlemenizi önereceğim. Türk insanı yoksuldu, kuru ekmeği kendisine bahşedilen bir nimet olarak belledi, oyunu vererek makam sahibi yaptıkları karşısında boynu büküktü. Siyasi erk bunu fırsat bilip insanların sırtına daha fazla binmeye başladı. İktidarı elinde bulunduran bir korku imparatorluğu yaratıyordu, bertaraf olmak istemeyen taraf oldu. Önce sadece menfaatleri için, sonra kanıyla canıyla..
Halk nezlinde, güce karşı bir aidiyet hissi oluştu. Siyaset güce ortak olma vaadiyle insanların vicdanını ele geçirdi. Bireysel düşünce rafa kalktı ve ülkeye tek seslilik hakim oldu. Partiler kendi aralarında da tek sesliliğe yöneldiler. Yapılan gizli oylamalar cep telefonu kameralarıyla takip edildi. Bir olay karşısında parti tutumunun dışında hareket eden vekil istifaya zorlandı. Bir önceki cümlesinde demokrasi savunuculuğu yapanlar bir sonraki cümlede rakip partinin muhalif sesiyle dalga geçti ironi yaparcasına. Ülkede sadece bir kaç ses kaldı, herkes aynı ağızdan konuşmaya başladı. Siyasi partilerin ve hatta iktidarın muhtaç olduğu kudret ise sermayede gizliydi. Bir ülke, sermaye ağzından konuştu; sermaye karşıtlığı yaparken dahi.
Tüm bunlar, Türk siyasetinin son 10 yılına veyahut 10 yıl öncesine ait değildir. Türkiye'nin siyasal hayatı ayıplarla doludur, insanlar belki muhtaç olduklarından belki hırslarından dolayı bu amaca hizmet etmişlerdir. Nacizane tavsiyem ideoloji ile vicdanın -olması gerektiği gibi- yer değiştirmesidir. İşte o zaman birbirimizin yüzüne bakabiliriz. İşte o zaman gücü eline alan rövanşist eğilimlerinden kurtulur. İşte o zaman bugünlerin bir anlamı olur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)